http://blog.bonvagon.com/2013/
Bugün gözlerinizi başka bir yöne çevirmenizi isteyeceğim.
Malumunuz, Ekim ayı yaklaşıyor ve bu ayın yaklaşan ilk önemli günlerinden biri de 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü.
Sizde de önemli duygular uyandırdı mı? Devam edelim öyleyse.
Biz Bonvagon olarak bu tarihte üzerimize düşen görevi yerine getirmek adına bir organizasyonda yerimizi alacağız zaten, bu daha sonra paylaşacağımız bir haber ama özel günlerin dışında da bu özel varlıkları hatırlamamız, haklarını kendilerine teslim etmemiz gerekmez mi?
Evlerimizde beslediğimiz evcil hayvanlarımızı bir kenara ayırıyorum; onlar zaten gözümüz gibi baktığımız, sevgiyle sarıp sarmaladığımız göz bebeklerimiz. Peki korunmaya muhtaç olanlar?
Korunmaya muhtaç deyince sadece sokaktakileri değil; dünyanın her yerinde daha iyi bir hayatı hak ettikleri halde kötü şartlar altında yaşayan, soyları tehlike altına giren, barınaklarda yaşam mücadelesi veren binlercesini de düşünelim bir an için. Kapımızın önüne bir kap su koymak, balkonlarımıza kuş evleri asmak, gösterebileceğimiz çabanın sadece ufak ve lokal bir kısmı. Gözümüzün gördüğünden çok daha zor durumda olanlar için biraz daha fazla düşünmeli, biraz daha fazla hareket etmeliyiz.
Bu doğrultuda sizinle çok önemli bir bilgi paylaşmak istiyorum:
Hayvanların; sadece ellerimizde beslediklerimizin değil, dünyadaki tüm hayvanların, insanların estetik kaygılarına kurban gittiklerini biliyor muydunuz? Sırf bunun için bir dernek var: Çirkin Hayvanları Koruma Derneği. Gerçi bu isim bile hafif bir ironi barındırıyor; neden onlara ‘çirkin’ diyoruz ki? Çirkin Hayvanları Koruma Derneği’nden biyolog ve televizyon sunucusu Simon Watt “Geleneksel koruma yaklaşımımız egoistçe. Panda gibi yalnızca sevimli gözüken hayvanları koruma altına alıyoruz. Ne kadar çirkin olurlarsa olsunlar önemli olan hayvanların yaşam alanlarını korumamız gerektiği.” diyor. Sizce bu kısacık söylemde en ufak bir yanlış ifade var mı? Bence yok. Olmasını çok isterdim, sevgili Simon Watt’a “Yanlışsın! Dünya böyle bir yer değil!” demeyi çok isterdim ama maalesef bu dernek gerçek bir mücadele veriyor ve söylediklerinde çok haklı.
Doğal hayatı ve hayvanları koruma eylemi gerçek bir çaba gerektiriyor. Bizim dilimizi konuşmuyorlar, biz her ne kadar mimikleri olduğuna (örneğin köpeklerin gülümseyebildiklerine) inanmak istesek de kendilerini ifade edebilecekleri mimikleri ve jestleri yok; onların bizimle iletişime geçebilmek için aslında hiç bir yolları yok. Tek yol bizim onlara gösterebileceğimiz sevgiden geçiyor, bu da tamamen bizim yapacağımız tek taraflı tercihler doğrultusunda gerçekleşebiliyor. Onlar için ne kadar zor bir hayat, düşünebiliyor musunuz?
Düşünebiliyor ve empati kurarak onlar adına üzülebiliyorsanız, en azından bir şeyleri başarabilmek için yolu yarılamışsınız demektir. Ülkemizde de bu konu ile ilgili çok ciddi dernekler, federasyonlar, sivil toplum kuruluşları var. Bunlardan biri ve belki de en önemlilerinden biri HAYTAP: Hayvan Hakları Federasyonu.
HAYTAP, bizim dışımızdaki canlılara ve hayata dair farkındalığımızı arttırmayı amaçlayan önemli projelere imza atıyor. Biz de Bonvagon olarak onlarla çalışmaktan büyük mutluluk duyuyor ve elimizden geldiğince kendilerine yer vermeye çalışıyoruz. Bugün de HAYTAPbirbirinden sevimli hayvan dostlarımızın süslediği oyuncaklar, t-shirtler, bardak altlıkları, dekoratif yastıklar ve bardaklar ve daha pek çok ürün ile Bonvagon’da sizlerle.
Biliyorum, belki çoğumuzun dışarıda onlar için mücadele etme olanağı yok. Ama en azından maddi desteğimizi esirgemeyerek de çok büyük bir adım atabiliriz. Bugünlerde almayı düşünebileceğiniz hediyeler için bizce çok iyi bir seçenek…
HAYTAP’tan satın alacağınız her ürün; mutlu patiler, gagalar, kanatlar ve kuyruklar olarak dünyaya sevgi yayacak. Ve onların bize ihtiyacı olduğu kadar bizim de bu sevgiye ziyadesiyle ihtiyacımız var…
Saygılar
Filiz AKYOL
Hayvan Hakları Federasyonu
İdari İşler Koordinatörü
Boyalıköşk Sok. No :52
Arnavutköy Beşiktaş/İSTANBUL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder